• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi20
Bugün Toplam1295
Toplam Ziyaret2440714

Büyüyünce çocuk olacağım!

26/11/2021

tuketen-insan-tukenen-insan

 

Biliyor musunuz, ben büyüyünce çocuk olacağım!


Sevgili okurlar, matematikle barış masasına oturmaya karar verdiğinize memnuniyetle şahit oluyorum. Her antlaşmanın şartları olduğu gibi matematiğin bizden bazı istekleri olacaktır. Ayağınıza gelen bu fırsatı iyi değerlendirmelisiniz.

 
Matematiğin bizden bazı istekleri şunlardır: Önce kendinizi seviniz ve barışınız. İnsanın önce kendinle barışık olması gereklidir. Kişinin yaşamdan haz alması, mutlu olması için önce kendi iç dünyasında sonra yakın ve uzak çevresiyle olumlu ve sağlıklı ilişkiler kurması, olumsuz ve kendine zarar verecek kişilerden ve ortamlardan mümkün olduğu kadar uzak durmalıdır. Başına gelen her kötü olaydan ötürü kendisini ve çevresini suçlamayı bırakıp hayatın kendine verdiği mesajları almaya hazır olmalı, kendi ile ilgili kararlarda yüreğinin sesine kulak vermeye başlamalıdır.


Eğer hayatımızın ilk evrelerinde kişiliğimizin temel harcı olan sevgi eksik kalmışsa; sevgiyi yeteri kadar veya yeteri şekilde almamışsak ileriki yıllarda kendimizi sevemiyoruz. Sonuçta kendimize veya çevremize maddi, manevi zararlar verebilecek tehlikelere atmaktan çekinmiyoruz. İnsanoğlu beslenme ve korunma ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra en temel ihtiyaçlarından biri olan sevgiyi aramaya koyulur, hem de ölene dek…

 
Kişilik temelimizin oluşumu sırasında ilgi+sevgi+güven harçlarımızın gerekli ve yeterli ölçülerde olmaması; kendini sevmeme, kendini değersiz hissetme, aşırı ilgi bekleme, aşırı çekingenlik, utangaçlık, aşırı saldırganlık, kendine güvensizlik gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Çocukluğumuzda bize gösterilen ilgi, sevgi ve güvenin veriliş ölçüsü çok önemlidir. Çocuklar sevgi almışlarsa sevgi verebilirler, eğer sevgi almamışlarsa olmayan sevginin neyini verecekler?


Anne-babalar çocuklarına şartsız sevgi sunmalıdırlar. Şartsız sevgi; her zaman, her şartta onları kendileri oldukları için sevmektir. Yani başkalarıyla kıyaslamadan, başkaları gibi olmaya zorlamadan, kişiliğine, kimliğine zarar vermeden onu kendisi olduğu için sevebilmektir. Bu bağlamda anne-babalar çocuklarını başarı yönünden veya karneleriyle başkalarıyla kıyaslama hatasına düşmemelidir.


Eğer bir çocuğa şartsız sevgi ortamı sağlanmamışsa bu sevginin sağlayacağı güven duygusu da filizlenip gelişemiyor. Öğretmenin sorduğu soruların cevaplarını bildikleri halde parmak kaldırıp söz hakkı isteme cesareti gösteremeyen çocuklar güven duygusunun gelişmemiş olmasının zaralı etkilerini göstermesi bakımından çok iyi bir örnektir.

 
İlgi konusuna gelince… Çocuklarımıza yeteri ilgiyi göstermeyip beğenimizi çok görürsek çocuk büyüdükçe bu ilgiyi çevresinden görmek isteyecek, hep ilgi çekmek isteyecektir. Bazen tam tersi silik, kimliksiz, kişiliksiz, özgüvensiz kişiler iç dünyalarına kapanırlar. O halde çocuklarımızla aşırı korumacılık derecesine varmayacak bir şekilde ilgilenip kendilerine güven duygularını geliştirmelerine yardımcı olmalıyız.

 
Tüm bu olumsuz duyguların en önemli ilacı sevgidir. İnsan ve sevgi birbirinden ayrılması mümkün olmayan bir bütündür. İşe önce kendimizi sevmekle başlamalıyız. Kişinin kendini sevmesi sevgi pınarının çağlayan gibi akmasına neden olacak ve bu sevgiden diğer canlılar da nasibini alacaktır.


Sevgiyi kendine güven duygusu takip edecektir. İşe kendini ve insanları sevmekle başlayan eğitimci yazarımız Necip Güven gönlünü sevgi seline kaptırmış; bu sevgiden kaynaklanan özgüvenle bir çok insanın adını bile söylemekten çekindiği bir alanda özgüvenini ortaya koyarak bir kitap yazmış.

 
Biz, bu kitabı neden önemsediğimizden söz ederken sizler ilgi, sevgi ve kendine güven konusunda yeterli donanıma sahipseniz hiç beklemeden Matematikten randevu alabilirsiniz, O da sizi tüm sıcaklığı ile kapıda karşılamaya hazır bekliyor..

 
Yurtdışı öğretmenlik görevim nedeniyle Fransa’da bulunduğum yıllarda zamanın T.C. Başbakanı rahmetli Turgut Özal Paris’e gelmişti. Yurtdışında görev yapan öğretmenlerin sorunlarının konuşulduğu toplantıda ben de söz almış ve ’’Sayın başbakanım, buradaki Türk çocukları Türkiye’den gönderilen kitaplarla eğitim öğretim görüyor, oysa bu kitaplar çocukların seviyelerinin çok üstünde, üstelik Türkiye şartlarına göre yazılmış.’’ diyemeden sözümü kesen merhum başbakanımız ‘’Sorunları da, çözümleri de en iyi sizler biliyorsunuz, bu kitabı da en iyi sizler yazabilirsiniz. Hemen kitabın yazılması konusunda çalışmaya başlayınız.’’ demişti.

 
Bence bir sınıf öğretmeninin bu konuda bir kitap yazması çok önemli hadisedir. Çünkü problemlerin kaynağına inebilme, çözüm üretebilme, çocukların başarısını veya başarısızlığını gözlemleme şansını yakalayabilen ilk eğitimciler onlardır.

 
Çok önemli bir diğer konu da üniversite bile ilköğretim çağında yakalanan başarıyla kazanılıyor. Çoğunlukla başarılı bir ilköğretimin ardından parlak bir ortaöğretim gelecek ve üniversite sınavına pikniğe gider gibi gidecektir.


O yüzden bir sınıf öğretmeninin kitap yazması bu bağlamda çok anlamlıdır. Şimdilik tüm yeni fikirlerde görüldüğü gibi kuşkuyla karşılanıp tam olarak anlaşılmamış olsa da bir öğretmenin gözlem, araştırma ve incelemeleriyle kitap yazma seviyesine ulaşması hem kendisi hem de toplum için olumlu bir kazanımdır.


Aslında her meslektaşım sorunların bir ucundan tutarsa sorun filan kalmaz; çünkü eğitimimiz sorunlu da olsa öğretmen sayısı kadar sorun olmadığını düşünüyorum. Unutmayalım ki insan bilgiyle insanlaşıyor, sevgiyle diğer insanlara ulaşıyor, üretimle yüzü gülüyor ve güldürüyor. Sürekli tüketen insan tükenen insandır. Tükettiğinden çok üreten ve ürettiğini paylaşan insan yüce insandır.

 
Ülkemizde gerçek matematik dehaları yetiştirmek için önce çocukları matematikle barışık hale getirecek programlar, projeler üretmemiz gerektiği konusunda günümüz akademisyenleri de hemfikirdir...

 
24 X 365 günlük deneyimlerimle haykırıyorum! Çocukları çok seviyorum. Onlar kadar saf ve temiz kalmak istiyorum. Çünkü ben, onların soluduğu havayla tüm çirkinliklerden arınma şansını yakalıyorum. Hem siz biliyor musunuz? Ben büyüyünce çocuk olacağım.


Eğitimcinin emeklisi olma(z)malı diyen, Eğitimci Kadir ERİK / Bilecik-Bozüyük

533 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın