• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam353
Toplam Ziyaret2434770

Ben öğretmen olsaydım

31/05/2022

ben ogretmen olsaydim

 

BEN ÖĞRETMEN OLSAYDIM!

 
Parlak bir güneş doğuyor düşüncelerimin ardından; açıkta kalan düşünce dünyama gizlice giriyorum ve görüyorum o güneşin ışıklarıyla aydınlanan kişileri. Kendimi birden hayaller denizinde buluyorum. Görüyorum ki o güneş benim. Böyle sürüp gidiyor bir süre hayal dünyamda kurduğum yaşam. Ve düşünmeye başlıyorum sessizce heyecan içinde.

Eğer öğretmen olsaydım sevgiyle donatırdım öğrencilerimin her birini. Gözlerimle onlara ulaşır ve sonsuza dek yaşardım onların bana verdikleri gülümsemeleriyle. Hayata hazırladığım öğrencilerime, en iyisini vermek için çalışırdım içten gelen bir duyguyla doyasıya. Bir bütünü oluştururdum onlarla. Her birini gönlümün derinliklerine gömerdim. Her gün sevgi ekerdim kalplerine. Bilginin yanı sıra onları anlamaya çalışırdım kızmadan, acele etmeden ve hepsinin farkına vararak. Eğer acele edersem günden güne değiştiklerinin farkına varmazdım. Onlara ulaşmak olurdu hedefim. Onların beni sevmesini sağlamak olurdu.

Eğer öğretmen olsaydım saygılı davranırdım. Öğrencilerimin değişen kimliklerine her gün yeni sorular sormayı öğretirdim. Sorular sordukça geliştiklerine inanırdım onların. Dersi canlılığını kaybettirmeden anlatırdım, onların sıkılmalarına meydan vermeden. Dersi önemsizmiş gibi anlatmazdım, benden ve dersten soğutmazdım onları. Çünkü onlar benim geleceğe attığım, imzaladığım ve ülkeme hediye ettiğim eserlerim olacaktır.

Öğretmen olsaydım eğer; ayrı bir yaşamın temelini atardım öğrencilerimle birlikte. Bir anne, bir dost, bir sırdaş olurduk birbirimize. Sınıfa girdiğim an hepsinin gözlerinde bir ışık olurdu ve ben görürdüm o ışığı. Ta yüreğimde hissederdim onu. Bazen bir ağacı oluştururduk, bazen de çağlayan bir ırmağı. Değişen hayata karşı, değişen kimliğimize karşı onlarla birlikte mücadele verirdim; yürek yüreğe, el ele. Ilık bir meltem eserdi sınıfın içinde, gönüllerde, gözlerde… Ve her birinin düşüncelerinde sevgi dolaşırdı. Büyük okyanuslara, gemiye benzettiğim sınıfta hep birlikte açılırdık. Öğrencilerim için not önemli olmazdı. Bilirlerdi ki hepsinin notu yıldızlıdır yüreğimde. İşte böyle bir öğretmen olurdum. Onlara hayatı öğretirdim ve bazen hep birlikte keşfederdik hayatın içindeki güzellikleri, sevgileri. Hayatın içinde yaşarken, kendilerini bulurlardı yaşamın bir köşesinde; kendi kimliklerini..

Her çağda yeni evreler geçiriyor insanlar. Bu evreler değiştikçe kendilerini aramanın zorluğunu da çekiyorlar.

Özellikle gençlik döneminde öğrenciler kendisinin nerede olduğunu bilmek istiyor. Annesinin, babasının ve hatta öğretmenlerinin bile kendisini fark etmediğini düşünür. Bu konuda en önemli görev de tabi ki öğretmenlere düşüyor. Eğer öğretmen olsaydım; kendilerini fark ettiğimi hissettirirdim onlara. Benim yaşadığım, kapıldığım düşüncelere dalmalarına izin vermezdim asla!…

Öğretmen olduğumda öğrencilerimin hepsini birer yıldıza benzetirdim. Parlayan, hiç sönmeyen birer yıldız. Gökyüzünü seyre dalmış izlerken yıldızları; içinizde bir şeyler kıpırdanmaya başlardı aniden… Kaybolan umutlarınızdır yıldızların arkasında gizlenen, onların göz kırparak bağrışmalarıdır. Yıllar önce kaybettiğiniz öğrencilik günlerinizin sesidir…

Onlar bana yansıttıkça öğrencilerime dair bir şeyler, gözlerimdeki yaşlar özgürlüğün kanışı ve gerçek sevginin hala bir yerde gizlendiğinin; benim de bu hayatta henüz bir öğrenci olduğumun şahididir. Bunu hatırladıkça daha sıcak bağlanırım onlara. Daha canlı anlatırdım dersi... Ve yeni hayatlar sunardım önlerine. Umutsuzluğa kapılacakları sözler etmezdim. Onun yerine umut aşılardım, bilgi aşılardım o gencecik beyinlere… Ve sonra onları değişik yerlerde görmek isterdim. Öğrencilikleri boyunca hayatı yaşatırdım kötü olan her şeye inat…

Eğer öğretmen olsaydım, (ki umarım olurum) deste dersi bir başka anlatırdım. Hepsine o dersin zevkini tattırırdım, hissettirirdim. Ben bir ağacın kökü onlar da dallarım olurdu. Bir yağmur olurdum kimi gün; doyasıya ıslatırdım onları. Mutluluğu yaşardım onlarla. Çünkü benim için mutluluk ılgıt ılgıt esen bir rüzgarın öğrencilerimin sesinde duyulmasında saklıdır. Benim için mutluluk onların yüreklerindeki umutlarda saklıdır.

Bir taşı oyar gibi, bir nakışı işler gibi onların bedenlerinde yeni kişilikler oluştururdum. Onlar benim için yeni umutlar, yeni yarınlar demektir. Çünkü onlar benim öğrencilerim ve yurduma armağan edeceğim en güzel eserlerimdir. Onlar narindirler, kırılgandırlar. Onlar benim çocuklarım, sırdaşlarım ve hayat bağlarımdır. Aramızda sağlam ve altından şırıl şırıl sular akan bir sevgi köprüsü vardır. Bir gün bir güneş doğacak! O güneş ben olacağım. Benim sayemde bir sürü yıldız aydınlanacak ve pırıl pırıl parlayacak. Buna tüm benliğimle inanıyorum.

Eğer öğretmen olursam hayatın bize hazırlamış olduğu sınava girmek için öğrencilerimle beraber ben de çalışacağım. Zira onlar ben ben de onlarım. O mutluluğu tadacağım bir gün… Bir gün yeni yıldızları parlatmak, aydınlatmak için bir sınıfın içinde yeniden doğacağım… BU HAYALİN YOLU AÇIK, SONU MUTLULUK OLSUN!

Feride DEMİR
Domaniç Lisesi KÜTAHYA
 
 
987 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın