ZORLUKLAR BİZİ GELİŞTİRİR!
Hayatta çoğu zaman sıkıntı kaynağı olarak gördüğümüz zorluklar aslında bizi geliştirir. Askerde komandolar en zor şartlarda eğitim alırlar. İleride karşılaşabilecekleri zorluklara karşı hazırlanırlar. Aldıkları eğitim ne kadar zorlu ise zorluklara karşı direnme güçleri de o kadar fazla olurlar. Özel durumlarda en zor görevler bu birliklere verilir. Bu birlikler de çoğu zaman aldıkları eğitim sayesinde aldıkları bu görevleri başarıyla yerine getirirler.
Değerli gençler, acaba siz hayatta karşılaşma ihtimaliniz olan güçlüklere karşı eğitim aldınız mı? Yoksa ilk karşılaştığınız zorluk karşısında pes etmeyi mi düşünüyorsunuz? Bu kitabın yazımında bir çok zorluklarla karşılaştım. Bazı zamanlar birçok kapı yüzüme kapandı. Fakat daha sonra kapanan kapıların yerine yeni ve daha güzel kapıların açıldığına şahit oldum. Zorluk olarak karşıma çıkan sorunların fırsata ve gelişmeye dönüştüğünü gördüm.
Önceki yıllarda öğretmenler için açılan bilgisayar kursuna gitmiştim. Evimde bilgisayar olmadığı için öğrendiklerimin bir çoğunu da tekrar unutmuştum. Bu kitabın bilgisayar düzenlemelerini internette yaptırmak zorunda kalmıştım. Fakat çalışmalar hem çok zaman alıyor ve istediğim gibi de olmuyordu. Bu durum canımı çok sıkmaya başladı. Bunun üzerine bilgisayarda kitabı düzenleme işini kendim yapmaya karar verdim. Bu işi iyi bilen bazı arkadaşlarında yardımı ile işimi yapacak kadar bilgisayar kullanmayı kısa sürede öğrenmiştim.
Önce bana zorluk gibi görünen bu durum kısa bir süre sonra öğrenme fırsatını dönüşmüştü. Dünyadaki tüm toplumlarda başarı merdivenlerini hızla tırmananların çoğunun zorluklara göğüs geren insanlar olduklarını görüyoruz. Kısaca, zorluk ağacını sabır, mücadele, kararlılık, azim, sebatla bakıp beslersek o da bize huzur, mutluluk ve başarı meyvelerini verir. Zorluklarla dost olunuz. Çünkü onlar başarı yolunda sık sık karşımıza çıkacaktır.
Necip GÜVEN
ZORLUKLARA ŞÜKREDİN!
İşinizde karşılaştığınız zorluklara şükredin. Onlar sizin gelirinizin yaklaşık yarısını temin ederler. Çünkü eğer ortada ters giden bir şeyler olmasaydı, zor insanlarla uğraşmak zorunda kalmasaydınız ve iş gününüz problemlerle zorluklarla dolu geçmeseydi, sizin işinizi, sizin maaşınızın yarısını alarak yapacak olan bir çok insan bulunurdu.
Herhangi bir günün zorluklarına, problemlerine dayanmak zeka, çare bulma, sabır, sezgi ve cesaret gerektirir. İşte bütün bunlar sayesinde işinizi elinizde tutarsınız ve hatta belkide çok daha iyi işleri kaçırırsınız. Eğer hepimiz daha çok problemle, daha iyi bir muhakeme yoluyla sıkıntı duymadan, hatta zevk alarak başa çıkmayı öğrenebilirsek, kendimizi çok hızlı bir şekilde ilerlerken, aşama kaydederken görürüz. Unutmayın; problemlerle, zorluklarla karşılaşmaktan korkmayan insanlar için çok önemli ve büyük işler mevcuttur. Robert R. Updegraff
AZMİN ZAFERİ!
Değerli Hocam Necip GÜVEN, yaz tatilinde İnegöl’e geldiğinde her zaman olduğu gibi çalıştığım iş yerinde yanıma uğradı. Oturduk, sohbet ettik, neler yaptığımızı, günlerin nasıl geçtiğini konuştuk. Sohbet döndü, dolaştı insanın azminin başarıyı nasıl beraberinde getirdiğine geldi. Ben de tahsil hayatımda yaşadığım bir olayı hocama anlattım. Hocam’ da bu anımı yazacağı kitapta yer vermeyi düşündüğünü söyleyerek yazmamı istedi.
Olayımız 1970, İnegöl Lisesi’nde cereyan etti. Ben ve sıra arkadaşım Şadan Kelebek edebiyat kolu lise-2 de okuyoruz. Birinci dönem cebir-geometri notumuz 10(on) üzerinden 1 (bir) idi. Cebir-geometri hocamızda o zaman okulumuza gelen müfettişlerin ifadesine göre Türkiye’de alanında ilk on içinde olan Kazım Bey’ di. Hocamız emekliliği çoktan geldiği halde ilerlermiş yaşına rağmen öğrencilerine birşeyler öğretme arzusunda, idealist bir hocamızdı. Yıl sonu yaklaşmıştı. Sıra arkadaşım Şadan KELEBEK ’’Kemal ben cebir-geometri dersinden bütününlemeye kalmak istemiyorum. Hocamdan rica edeceğim, kurtarma sözlüsüne kalkıp dersimi kurtarıp geçeceğim’’ dedi.
İkimizin notları da daha önce söylediğim gibi biridi. 10(on) üzerinden en az sekiz alması gerekiyordu ki, hocamızın kanaat notu ile birlikte sınıfı geçebilsin. Ben de yıl boyunca yapamadığı için öğretim yılının kapanmasının yaklaştığı üç beş günde mi başaracağını sordum. Bana yazın bu sıcak günlerinde sınıfını geçen her öğrenci gezip eğlenirken derslerle uğraşmak istemediğini, azmettiğini ve başarılı olacağını söyledi. Yalnız benden bütün sınıf ile birlikte hocadan izin alarak sınıfı boşaltmamızı rica etti.
Notların verileceği son gün biz sınıfça hocadan izin alarak sınıfı boşalttık. Sınıfta arkadaşım Şadan ile cebir-geometri hocamız kalmıştı. Ben dışarıdaydım. Fakat dersin sonunda olacakları çok merak ediyordum. Ders bitiş zili çalıp, sınıfa geldiğimiz zaman Kazım Hocamızın sıra arkadaşım Şadan’ı iki yanağından öperek tebrik ediyordu. Bize de bu arkadaşımızı örnek almamızı ve başarılı olmak için azimli olmamız gerektiğini öğütledi.
Ben ve arkadaşlarım yazın sıcak günlerinde kursta terlerken Şadan arkadaşım keyifli bir tatil geçiriyordu. Şimdi Şadan Kelebek arkadaşım Kanada’da bir üniversitede Kimya profesörü olarak görev yapıyor.
Kemal KILIÇ
