• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam367
Toplam Ziyaret2427284
Gülsena Öksüz
sena.oksuz@hotmail.com
ÇOCUKLARDA ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
08/07/2021

Disleksi

“Öğretmenim sersemin teki olduğumu söylüyor, babam da aptal olduğumu düşünüyordu. Bense artık budalanın teki olduğuma karar vermiştim.” – THOMAS EDİSON

Evet, yanlış okumadınız. Bahsettiğimiz kişi 84 yıllık hayatında 90’dan fazla patent alan ünlü Amerikalı mucit olan Thomas Alva Edison’dur. Peki başarıdan başarıya imza atmış bu bilim insanının “Disleksi” olduğunu biliyor muydunuz? Okul zamanında bu durum nedeniyle hem arkadaşları hem öğretmenleri arasında alay konusu olmuş, belki de yetersizlik duygusuyla birçok kez başa çıkmak zorunda kalan bilim insanları arasından yalnızca bir tanesidir. 

Gelelim disleksiye, günümüzde okullarda ve özel eğitim- rehabilitasyon merkezlerinde en çok karşılaşılan durumlardan biridir. Bilinenin aksine bir hastalık ya da bozukluk değil yaşam boyu devam eden bir durumdur. Tam olarak neyin neden olduğu bilinmese de yapılan araştırmalar neticesinde genetik etmenlerin veya sonradan yaşanılan bilişsel ya da başka bir tür travmanın etkisiyle gelişebileceği bulgularına ulaşılmıştır. Disleksi fiziksel, psikolojik ya da zihinsel herhangi bir problemi olmayan çocuk yaştaki bireylerin konuşma, okuma, yazma ya da aritmetik becerilerinde sıkıntılar yaşamasıyla anlaşılabilir.

Aslında disleksi, bahsi geçen tüm bu güçlüklerin genel adı olarak ele alınsa da yalnızca okuma güçlüğünü ifade etmektedir. Bu güçlükler genel olarak “Özgül Öğrenme Güçlüğü” başlığı altında 3 kategoride incelenmektedir:

Disleksi (okuma güçlüğü), Diskalkuli (aritmetik güçlüğü) ve Disgrafi (yazılı anlatım güçlüğü).

Tüm bu durumların ortaya çıktığı yaş ve belirtiler bakımından iki farklı dönem ele alınır: Okul öncesi dönem ve okul dönemi. Okul öncesi dönemdeki geç konuşma, hecelerdeki seslerin ya da sessiz harflerin yerlerinin karıştırılması (şeftali- feştali), yönleri karıştırma, dikkat dağınıklığı, sınıfça yapılan etkinliklerde isteksizlik gibi belirtiler görülürken okul döneminde okurken ve yazarken harflerin yerini karıştırma, fazla boşluk bırakarak ya da bitişik şekilde yazma, okumaya yönelik isteksizlik, harf veya kelime atlayarak okuma, yazma esnasında kalemi az veya çok bastırma,  çarpım tablosunu öğrenmede zorlanma ve matematikte özellikle aritmetik işlem gerektiren durumlarda güçlük gibi belirtiler görülebilmektedir.

Yalnız bilinmelidir ki sadece bu belirtilerden yola çıkarak kesin bir yargıya varmak doğru değildir. Önemli olan ailelerin ve eğitimcilerin yukarıda geçen belirtilerle karşılaşıldığında şüpheci bir yaklaşım sergileyerek bir uzmana danışabilmeleridir.

Her ne kadar yaşam boyu süren bir durum olsa da erken yapılan teşhis ve müdahale ile okula ve topluma uyum sağlamaları kolaylaşabilmektedir. Teşhis sonucunda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri aracılığıyla alacağı bireyselleştirilmiş eğitimler sayesinde çocuk, akranlarına yakın veya eş bir seviyeye gelebilecektir. Bununla birlikte akranlarıyla arasındaki uyum problemleri nedeniyle psikolojik desteğe ihtiyaç duyulabilmektedir.

Çocukla ilgilenen bütün paydaşların uyum içinde çalışabilmesi gerçekleştirilen müdahalelerin takibi ve etkililiği bakımından önemlidir. Aile içinde ise ebeveynlerin ve varsa kardeşlerin çocuğa ilişkin destekleyici bir tutum sergilemeleri, öğretmenleriyle düzenli olarak görüşüp çocuklarının durumuyla ilgili devamlı bilgilenmeleri, birlikte gerçekleştirilebilecek etkinlikler ve hedefler belirleyerek çocuğun yaşantısında aktif rol almaları gerekmektedir.

Özetle çocuğunuza veya öğrencinize karşı sabırlı olarak onu öğrenme ve uyum sağlama sürecinde motive ve takdir edebilir, özel ilgi alanlarını keşfetmesine yardımcı olabilir, zaten yetersizlik duygusuyla baş etmeye çalışan çocuğu asla ve asla akranlarıyla kıyaslamayıp birlikte öğrenme ortamları oluşturarak ona yalnız olmadığını hissettirebilirsiniz. 

Psk. Dan. Gülsena Öksüz

Kaynak: tudiv.org.tr


1998 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Çocuk Gelişiminde Müziğin Etkisi - 23/06/2021
Anne karnından itibaren annenin kalp atışıyla ve rahmindeki seslerle ilk defa tanışan çocuk için ritim aslında çocuğun aşina olduğu bir müziktir.