• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam641
Toplam Ziyaret2380312

bolum-2 matematikle tanisiyorum

matematikkafe.com

BÖLÜM 2 MATEMATİKLE TANIŞIYORUM

 
 BOLUM2-MATEMATiKLE-TANISIYORUM

Matematikle Barışıyorum kitabının 2. bölümünü indirmek için tıklayınız: BÖLÜM 2 MATEMATİKLE TANIŞIYORUM

matematikkafe.com

Kitaptan Bazı Satırbaşları

Problem nasıl çözülür

Problem nasıl çözülür sorusunun cevabı, yün çorap nasıl sökülür sorusunun cevabına çok benziyor. O zaman soruyu değiştirelim. Yün çorap nasıl sökülür? Bunun iki cevabı vardır.

1-Yün çorabı tanımayanların sökme tarzıdır. Bunlar yün çorabı tam olarak tanımazlar. İpin nasıl hazırlandığını, nasıl örüldüğünü, nasıl bitirildiğini bilmezler.

Bunları bilmedikleri içinde yün çorabı orasından burasından didiklerler. Usul ve yöntemleri olmadığı için çözemezler. Yün çorap parça.parça olur ama ortada bir ip kalmaz. Ve ortada sadece çorabı sökenin yıpranmış sinirleri kalmıştır. Artık kararını vermiştir. Yün çorap sökülemez....

2-Ninemin çorap sökme tarzıdır. Ninem yün çorabı çok iyi tanımaktadır. Çünkü o yün çorap benzeri yün çorap ve kazaklardan onlarca örmüş ve sökmüştür. Yün çorap veya kazağı sökmeden önce inceler. Nereden başlamış, nereden bitmiştir, son ilmik nereden atılmıştır iyice bakar. İncelemesi bitince çorabın bitiş yerindeki ipin ucunu bulup çekmeye başlar. Artık yün çorap halk deyimi ile; ’’Çorap söküğü gibi’’ çözülmeye başlar. Ninem bir taraftan söker, bir taraftan da ipin bir ucunu yumak haline getirir.

Şimdi çarpıcı sorumu soruyorum. Siz problemlere ninem gibi mi, yoksa acemi çorap sökücüsü gibimi yaklaşıyorsunuz. Cevabınız başarılı veya başarısız olmanızda belirleyici bir etken olacaktır.

Matematik alanında gelişen ülkelerin diğer milletlere göre daha zengin ve müreffeh bir hayat sürdüklerine şahit olmaktayız. Zenginlik ve refah bir süre sonra o milletlerde bir miskinlik, duraklama ve gerilemeye sebep olmaktadır. Bunun sonucunda bayrak yarışı gibi yere düşen bayrağı başka milletlerin ele geçirdiğini ve o sihirli gücün yeni sahibi olduğunu görmekteyiz. Bu bayrak yarışını tekrar gözümüzün önünden geçirelim.

Yunanlılar, Mısırlılar, Fenikeliler ve Hinduların elinde dolaşan bayrağın İslamiyet’in doğuşu ile Müslüman Araplara oradan da Türklere geçtiğini izlemekteyiz.

Matematiğin temelini oluşturan tüm ilimlere sahip çıkan Türkler uzun süre tarih sahnesinin baş aktörü olmuştur. Avrupa ülkelerinin hedefi haline gelmişler, haçlı seferleri ile tarih sahnesinden silinmek istenmişlerdir. Haçlı seferlerinin alt edemediği Türkler matematik ve diğer ilim dallarına eski önemi vermediği-veya veremediği-için bayrağı devretmek zorunda kalmışlardır.


MATEMATİKÇİ KİMDİR???

Bu soruya genellikle matematik eğitimi almış kimselere matematikçi denir diye cevap verilir. Ben de kısa bir süre önceye kadar böyle düşünüyordum. Ta ki Sinan SERTÖZ hocanın “MATEMATİĞİN AYDINLIK DÜNYASI” adlı kitabını okuyasıya kadar. Bu kitabı okuduktan sonra bakış açımda bir hayli değişiklikler oldu.

Sinan SERTÖZ matematiği belli bir eğitim alındıktan sonra, kişinin kendi kendine kazandıracağı bir eğitimle elde edilen bir yaşama sevinci olarak tanımlıyor. Okullarda ve üniversitelerde matematiği ancak malzemesinin verildiğini, matematikçi olmanın ise kişinin kendi çabasına ve isteğine bağlı olduğunu söylüyor.

Bizim matematikçi diye aynı grupta değerlendirdiğimiz kişileri matematik eğitimi almış kişiler ve matematikçi diye iki grupta inceliyor. Ve matematik eğitimi almış kişi ile matematikçiyi çok çarpıcı ve kesin bir örnekle birbirinden mükemmel bir şekilde ayırıyor. Matematik eğitimi almış kişiyi felsefe eğitimi alan birisine, matematikçiyi ise filozofa benzeterek ikisinin birbirinden farklı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.


Öğrencilere zorla matematik öğretmeye çalışarak onlara iyilik yaptığımızı zannediyoruz. Ne kadar başarılı olduğumuz ortada. Güzel bir sözde ‘’Bir atı zorla suya götürebilirsiniz ama ona zorla su içiremezsiniz’’ diyordu. Biz de öğrencileri zorla sınıflara dolduruyoruz. Ama onlara bir şey veremiyoruz.

matematikkafe.com

Matematikle barışıyorum kitabının tüm bölümleri için tıklayınız



Yorumlar - Yorum Yaz