• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/annebabaokulu
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905327001004
  • https://www.instagram.com/matematikkafe
TRANSLATE
DESTEK OL
ÜYELİK GİRİŞİ
REKLAM ALANI-1

MATEMATİK DÜNYASI
EĞLENCELİ MATEMATİK
OKUL BAŞARISI
PSİKOLOJİ
SİTE HARİTASI
ZİYARET BİLGİLERİ
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam795
Toplam Ziyaret2445059

melegimin-hikayesi

melegimin-hikayesi

 

Meleğimin Hikayesi
Çiğdem ALTINÖZ

 

Hafif hafif kıpırdamalarla ben buradayım diyordu.
Öyle zayıf, güçsüz darbelerdi ki bunlar O’nun kız olduğuna dair hiçbir şüphe kalmamıştı içimde.
Büyük oğlumla babası “hayır ikisi de erkek olacak “diye neredeyse benimle iddiaya tutuşup kendilerine bir hediye almamı sağlayacak projeler üretirken, ben sadece gülümseyip karnımı sıvazlardım.


Gariptir doktor da anlayamamıştı cinsiyetlerini.
-Yaramazlara bakın hele hiç belli etmiyorlar ne olduklarını
-Aman doktor bey, sağlam ve sıhhatli olsunlar da varsın erkek ya da kız olsunlar ne önemi var demiştim…
Anne olmak için biraz ileri yaşta iseniz, sizi başkalarına izah edemeyeceğiniz çok değişik bir korku sarıyor. İçinizde bu korkuyu hep hissediyorsunuz.
Hiç beklenmedik bir zamanda öğreniyorsunuz ikiz bebeklere hamile olduğunuzu.
Doktorun içinizi resimlediğinde iki tane minicik mercimek tanesinin hareketini gördüğünüzde asla cinsiyeti nedir acaba şeklinde bir düşünceniz olmuyor.
Garip bir heyecan, belki biraz endişe ve çokça şaşkınlık.
Zira çocuk doğurmak aklınızın ucunda bile değil.
Yetişkin bir evladınız, sağlam bir işiniz ve kariyeriniz varken, özetle hayat yolunda tıngır mıngır devam ederken bir anda ikiz bebek beklediğinizin ortaya çıkması sizi izahı zor bir duygu âlemine sevk ediyor.


Çelişkiler, çelişkiler, çelişkiler…
Ya şöyle olursa, ya şunu bunu kaybedersem korkuları, ya da kendinizle ilgili bir dolu düşünce beyninize hücum edince, doğacak yavruların cinsiyetinin bir önemi kalmıyor.

Sonra kendi kendinizle kalıyorsunuz.
Soruyor, sorguluyorsunuz. İçinizdeki ses, daha doğrusu akılınızın sesi " bu çocukları doğurmanın zamanı değil" derken, dini ve vicdani yanınız “hayır” diyor.
Her ne olursa olsun doğurmak gerek.

Vakit geç değilken ufak bir operasyonla bu bebekler aldırılabilir ama bu iki cana kıymakla, gözünü kırpmadan insan öldüren katillerden ne farkım kalabilirdi ki?

Sonra, belki de size Tanrının en büyük armağanı olan o muhteşem analık duygusu sarıveriyor her yanınızı.
İçinizde, derinlerde bir yerde size bahşedilmiş bu duyguyu doya doya yaşamanız için sunulmuş iki armağanın kalbi pıt pıt atmakta ve siz onların orada olduğundan korktuğunuz kadar büyük bir keyif de almaktasınız.
Sanki ayrıcalıklı gibisiniz.
Bir değil iki tane…


Artık eminsiniz ve kesin kararınızı vermişsiniz. Bu bebekler doğacak…
Herkese ve her şeye rağmen.


devamı


zihinsel engelliler ana sayfa

 


Yorumlar - Yorum Yaz