Kanadı-Kırık-Çocuklar
KANADI KIRIK ÇOCUKLAR
Psk. Dr. Yaşar Kuru
• Mesaisi, çocuğa endeksli olanlar bilmelidir ki;
- Günümüz çocukları yaralıdır.
- Nesi yaralı?
• Ruhları yaralıdır:
- Bu yüzden size karşı, - Sevgileri sönük, saygıları eksik, konuşmaları zayıf olabilir.- Tavırları patavatsız, sözleri güvensiz, hareketleri gıcık olabilir.
• Kanatları kırıktır:
- Kendi hayallerine binip uçamazlar, göğe merdiven dayayamazlar,
• İç dünyaları darmadağındır:
- Ne gülmeyi, ne üzülmeyi, ne ağlamayı, ne sevinmeyi,
yerli yerinde yapamazlar.
- Empati kurmaktan, arkadaşları ile hemhal olmaktan, tutup kaldırmaktan, bakıp görmekten, tanıyıp selamlaşmaktan pek anlamayabilirler.
• Otobüste büyüklerine yer vermeyi akledemezler.
- Bu yüzden;
- Otobüslerde, çocukları kaldırıp büyükleri oturtanlara hep kızarım.
- Hele de ilkokula giden minnacık çocuğu otururken görüp, onu ayıplayanların aklından şüphe ederim.
- Çünkü; boyunca çantası ile, kilosundan ağır okul malzemeleri ile,
ayakta durması mucize…
- Öte yandan; kafasında yeller esen, boşa koysa sığdıramayan, doluya koysa taştıran, aklı ve duygu dünyası sürekli karışık olan ergen çocuklarına dokunmamalısınız.
• “Efendim, biz de çocuk olduk, biz böyle miydik”?
- Hayır efendim…
- Siz çocuk falan olamamışsınız… çocukluğunuzu yaşayamamışsınız bile…
- Öyle olsaydı, muhatabınız olan çocukların hallerinden anlardınız…
- Kendinizi kaldırmayın…
• Duygu dünyaları delik-deşik olmuş, ruhsal yapıları kevgire dönmüş çocuklar, sizin değil, kendi hallerinin bile sebebinden habersizdirler.
• Kısacası;
- Çocuklarımızın geneli, bir travma, bir dram yaşamaktadır.
- Kiminin annesi-babası sabahleyin kavga etmiştir,
- Kimi, hasta kardeşini evde bırakıp okula gelmiştir,
- Bazısının cebinde beş kuruş harçlık yoktur,
- Bir kısmı, annesinden-babasından gün aşırı , ruhsal ya da fiziksel şiddet görüyordur,
- Bazısının ayakkabısı patlak, montu yoktur,
- Kimileri de, iki aydır, ayni giysilerle karşınıza gelip ders dinliyordur,
- Bir çoğunun evde, kendilerine ait odası, eşyası, çalışma alanı yoktur.
• Buna benzer bir çok sebepten dolayı çocuklar:
- Evde, okulda, sınıfta, sokakta,; duygularını kontrol edemezler,
hüzün veya sevinç alanındaki taşkınlıklarını frenleyemezler.
• Gerek ebeveynleri, gerekse öğretmenleri tarafından kendilerinde oluşturulan;
- Sevgisizlik, ilgisizlik, güvensizlik, yetersizlik, değersizlik… gibi negatif duygular yüzünden,
Kendileri ile dahi nasıl baş edeceklerini bilemiyorlar.
• Peki ya siz, anne-baba veya öğretmen olarak:
- Ev sahibi ile bozuştuğunuzda,
- Maaşınızda gecikme veya azalma olduğunda,
- Eşinizle kavga edip evden çıktığınızda,
- Komşunuzla atıştığınızda,
- Özetle:
- Ruhunuz yara aldığında, kendinizi nasıl hissedersiniz?
- Karşılaştıklarınızdan, muhatap olduklarınızdan, kaşınıza gözünüze, yüzünüze yürüyüşünüze, sesinize soluğunuza, nefes alıp verme düzeninize… yansıyan o olumsuz ve beğenilmeyen halinizi gizleyebiliyor musunuz?
- Böyle bir ruh hali içinde beni 40 dakika boyunca:
- Duvara bakmadan, dışarıyı seyretmeden, yandakine sataşmadan…dinleyebilir misiniz?
• Yoksa, benim karşımda:
- Gah kulağınızı, gah başınızı kaşıyarak,
- Gah elinizle gah kolunuzla oynayarak,
- Bir sağa, bir sola gözleriniz kaçırarak…mı dinlersiniz?
- Bakar mısınız; az önce komşunuz yanınızdan geçip size selam verdi… oralı olmadınız.
- Çünkü duymadınız… başınız dumanlı.
• Peki, değerli hocam, sevgili anneciğim-babacığım:
- Siz, bu yaşınızda böyleyseniz, henüz hiçbir tecrübesi olmayan çocuklar nasıldır, hiç düşünebiliyor musunuz?
• Varsa-yoksa:
- “Herkes verdiğim ödevleri yaptı mı…”
- “Sınava güzel hazırlandınız mı…”
- “ Açın defterlerinizi kontrol edeceğim…”
- “Çıkarın kağıtlarınızı yazılı yapacağım…”
- “Kızım, gecenin kaçı oldu…hala ödevini bitiremedin…”
- “Oğlum, hala 2 sayfa yazmışsın…10 sayfa ne zaman bitecek…”
- “ Evladım, öğretmene yarın ne cevap vereceksin, merak ediyorum…”
Yorumlar -
Yorum Yaz